Halk dilinde kırmızı ile yeşil rengi birbirinden ayırt edememe sorunu olarak bilinen renk körlüğünün, doğumsal bir problem olmasına rağmen genellikle günlük yaşamda önemli bir sorun oluşturmadığı için fark edilmesi de kolay olmuyor.
Renk körlüğü ile ilgili bilgiler veren Nev Esentepe Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü'nden Op. Dr. Hasan Vatansever, rahatsızlığın renkleri ayırt etme yeteneğinin bozukluğu olarak tanımlandığını söyledi. Vatansever, renk körlüğünün genetik etmenlere bağlı olduğunu ifade ederek, “Rahatsızlık günlük hayatta çok önemli bir sorun yaratmaz. Günümüzde göz muayenesi sırasında ortaya çıkan bu duruma karşı kişilerin hayatını kolaylaştıracak bazı yöntemler mevcut” dedi.
Teşhis için test yapılıyor
Renk körlüğünün büyük bir bölümünün kalıtımla kuşaktan kuşağa geçtiğini belirten Vatansever, bireyin kendiliğinden renk körlüğünün farkına varmasının çok zor olduğunu kaydetti. Vatansever, insanların çok nadir olarak bu durumun farkına vardığına dikkat çekerek, “Renk körü olan kişiler, herkesin renkleri kendisi gibi gördüğünü zanneder. Bu durumda doğal olarak kişinin kendisi renk körü olduğunu anlayamaz. Anlayabilmesi için test yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
Vatansever, renk körlüğünün teşhis edilmesi ve renk görme eksikliği tipinin belirlenmesine yarayan birçok test olduğunu dile getirerek, daha çok özel renkli kitapçıklarla uygulama yapıldığını söyledi.
Kendiliğinden fark etmek zor
Kişiye testlerde yer alan sayıların okutulduğunu belirten Op. Dr. Hasan Vatansever, “Kişi eğer bu testlerde yer alan sayıları okuyabilirse o renkleri görebiliyor demektir. Eğer okuyamıyorsa renk körlüğü sorunu olduğu anlaşılıyor. Genel olarak renk körlüğünün kendiliğinden farkına varılması mümkün değil” dedi.
Vatansever, rahatsızlıkta kadınların taşıyıcı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Renk körlüğü tamamen siyah beyaz görme anlamına gelmez. Kadınların 200 de 1'i, erkeklerin ise 12'de 1'i bir şekilde renkleri tam olarak göremiyor. Kalıtımsal renk bozukluğu olan hastaların çoğu, kendilerini normal zannederler ve hastalığı taşıdıklarının farkında olmazlar. Çünkü doğumdan itibaren renkleri hiçbir zaman doğru olarak algılamazlar.”
3 tipi var
3 tip renk körlüğü olduğunu ifade eden Vatansever, “Birinci tür renk körlüğünde kırmızı ile yeşil rengi ayırt etmekte güçlük çekilir. İkinci tür renk körlüğünde sarı ile mavi rengi ayırt etmek zordur. Üçüncü tür renk körlüğünde ise herhangi bir renk algılaması yoktur. Bu renk körlüğünü yaşayan kişiler, her şeyi gri renkte görür. Yaygın ve kalıtsal olan renk körlüğünün tedavisi yoktur. Bazı özel lensler ya da gözlük ile renk tonlarını kolaylıkla ayırt edebilmeleri sağlanabilmektedir” dedi.
Popüler Yazılar
- İleri yaştaki bel fıtığı korku...
- Kalp damarlarının incelemesind...
- Kadın sağlığını tehdit eden se...
- Güngör: “Kış aylarında boğaz a...
- Okullarda el, ayak, ağız hasta...
- Ağrılara doğal çözüm: Nöralter...
- AIDS hastalığı tüm dünyada hız...
- Safra kesesi taşları neden olu...
- Hamilelik belirtileri nelerdir...
- Akciğer kanserinin bir numaral...